Bağlam ve arka plan
İlaç endüstrisi, küresel ekonomideki en yoğun araştırma sektörlerinden biridir ve halk sağlığını iyileştiren ve insan ömrünü uzatan yeni tedavi ve tedavilerin geliştirilmesine yılda milyarlarca dolar yatırım yapmaktadır. Bu sürecin merkezinde, buluş sahiplerine sınırlı bir süre için münhasır haklar sağlayan ve araştırma ve geliştirme (Ar – Ge) maliyetlerini telafi etmelerini sağlayan fikri mülkiyet (IP) hakları sistemi, özellikle patentler yer almaktadır. Patentler, ilaç şirketlerine geçici bir tekel sundukları ve piyasaya yeni ürünler getirmek için gereken önemli yatırımı yansıtan seviyelerde ilaç fiyatlandırmalarını sağladıkları için inovasyonu teşvik etmede çok önemlidir. Bununla birlikte, bu sistem aynı zamanda yenilikçilerin çıkarlarını korumak ve özellikle LMIC’lerde hayat kurtaran ilaçlara eşit erişim sağlamak arasında bir gerilim yaratmaktadır.
1995 yılında DTÖ tarafından kabul edilen TRIPS Anlaşması, farmasötik patentler de dahil olmak üzere fikri mülkiyet koruması için küresel asgari standartlar belirlemiştir. TRIPS kapsamında, üye devletlerin yeni farmasötik ürünler için en az 20 yıl boyunca patent koruması sağlaması gerekiyor ve bu da inovasyon ve halk sağlığı arasındaki denge hakkında yaygın tartışmalara yol açtı. Patentler farmasötik inovasyonu teşvik etmek için gerekli olsa da, dünyanın birçok yerinde temel ilaçlara erişimi kısıtlayarak yüksek ilaç fiyatlarına da yol açabilir. Küresel Kovid -19 salgını bu endişeleri yeniden alevlendirdi ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde aşıların ve tedavilerin üretimini ve dağıtımını kolaylaştırmak için belirli TRIPS hükümlerinden geçici olarak feragat edilmesi çağrılarına yol açtı.
Ana Araştırma Sorusu
Bu makalenin merkezinde, özellikle halk sağlığı acil durumlarında, farmasötik patentlerin korunmasının küresel sağlık hakkı ile nasıl dengeleneceği sorusu yer almaktadır. İnovasyonu teşvik etmek için tasarlanan patent sistemi, herkes için hayat kurtaran ilaçlara erişim sağlama ahlaki ve yasal yükümlülüğü ile bir arada var olabilir mi? Ayrıca, Kovid -19 aşıları için DTÖ TRIPS feragat önerisini çevreleyen tartışma, fikri mülkiyet koruması ihtiyacını küresel sağlık zorunluluklarıyla uzlaştırmak için devam eden mücadeleyi vurgulamaktadır. Bu makale, ilaç endüstrisinde inovasyonu teşvik ederken, pandemilerin ve diğer küresel sağlık krizlerinin yol açtığı zorlukları ele almak için daha esnek ve duyarlı bir çerçeveye ihtiyaç olup olmadığını araştırmayı amaçlamaktadır.
Kapsam ve Amaç
Bu makale, farmasötik patentlerin inovasyon ekosistemindeki rolünü ve IP korumasının ilaçlara erişim üzerindeki etkisini inceleyecektir. Dünya Ticaret Örgütü TRIPS Anlaşması’nın ve ilgili esnekliklerinin HIV/AIDS krizi gibi geçmiş halk sağlığı acil durumlarında nasıl kullanıldığını araştıracak ve Covid -19 aşıları için önerilen TRIPS muafiyetinin etkilerini değerlendirecektir. Bu makale, temel vaka çalışmalarını ve yasal çerçeveleri analiz ederek, mevcut IP sisteminin yeniliği halk sağlığı ihtiyaçları ile yeterince dengeleyip dengelemediğini ve zorunlu lisanslama veya patent havuzu gibi alternatif modellerin küresel sağlık sorunlarını daha iyi ele alıp alamayacağını araştıracaktır.
Sonuç olarak, bu makale aşağıdaki kritik soruları cevaplamayı amaçlamaktadır:
- Patent sistemi hem inovasyonu hem de küresel sağlık eşitliğini destekleyecek şekilde nasıl yapılandırılabilir?
- Patent korumasını ilaçlara erişimle dengelemede önceki halk sağlığı krizlerinden ne gibi dersler çıkarılabilir?
- DTÖ TRIPS feragat önerisi, aşı dağıtımındaki eşitsizlikleri ele almak için uygulanabilir bir çözüm mü yoksa farmasötik inovasyon ekosistemini baltalama riski taşıyor mu?
İlgili artikel numarasının yapısı
Bu makale, her biri farmasötik patent koruması ile sağlığa küresel erişim arasındaki ilişkinin farklı bir yönünü ele alan yedi bölüm halinde düzenlenmiştir. Bölüm 1, farmasötik inovasyon ekosistemini ve patentlerin araştırma ve geliştirmeyi teşvik etmedeki kritik rolünü araştırmaktadır. Bölüm 2, küresel sağlık hakkını ve patentlerin özellikle LMIC’lerde temel ilaçlara erişimin önündeki engelleri incelemektedir. Bölüm 3, DTÖ TRIPS Anlaşmasını ve devam eden feragat tartışmalarını inceleyerek, feragat lehinde ve aleyhindeki temel argümanları analiz etmektedir.
Bölüm 4, HIV/AIDS krizi sırasında zorunlu ruhsatlandırmanın rolü ve Covid -19 aşıları için TRIPS muafiyetinin etkileri de dahil olmak üzere ayrıntılı vaka çalışmaları sunmaktadır. Bölüm 5, farmasötik fikri mülkiyet koruması için alternatif modelleri tartışarak, inovasyonu sağlık haklarıyla dengelemeye ilişkin etik ve yasal bakış açılarını ele almaktadır. Bölüm 6, translasyonel tıp konularını, karmaşık araştırma yapılarını ve fikri mülkiyet haklarını kapsamaktadır. Son olarak, Bölüm 7, temel ilaçlara küresel erişimi sağlarken inovasyonu teşvik eden daha dengeli bir sistem oluşturmak için potansiyel çözümler ve politika önerileri önermektedir.
Bu kapsamlı analiz sayesinde makale, farmasötik inovasyon ekosisteminin küresel sağlık hakkı ile en iyi şekilde nasıl dengeleneceğine dair devam eden tartışmaya katkıda bulunacak ve ortaya çıkan küresel sağlık zorlukları karşısında fikri mülkiyetin geleceği hakkında içgörüler sunacaktır.